Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, TGRT Haber’de yayınlanan “Neler Oluyor” programında, gençlik ve spor gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Bakan Çağatay Kılıç’ın programda sorulara verdiği cevaplar şöyle:

Futbolda yabancı oyuncu sınırının serbest bırakılması eleştiriliyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Serbest bırakma olarak değil de aynı zamanda altyapıdan gelen futbolcunun da kadroda bulunma zorunluluğu var. Kaleciyle ilgili bir zorunluluk var. Altyapıdan gelen, yerli olması lazım. Ben bunu daha önce de söyledim, bu bir haktır. Ama siz 11 tane yabancı futbolcuyla sahaya çıkarsınız çıkmazsınız… Burada kriterin iyi oynayan futbolcunun sahada olması lazım. Bence rekabeti artıracaktır. Zaten nasıl bir dönüşümü olduğunu hep beraber göreceğiz. Bu hakkı kim tam kullanır, nasıl kullanır görmemiz lazım. Bu kulüplerle de konuşulan, futbol federasyonunun kulüpler birliği ile yaptığı görüşmeler sonrasında alınan bir karar.

“AİLELERİN BU UYUŞTURUCU İLE MÜCADELEDE ALACAĞI GÖREVİ HİÇ KİMSE ALAMAZ”

Gençleri uyuşturucudan uzak tutmak için ne gibi tedbirler gündeme gelecek?

Burada çift yönlü düşünmek lazım: Bir kullanımla alakalı alınacak önlemler var, bunlar emniyetin alacağı tedbirlerle ilgili. Uyuşturucu ticareti yapanların yakalanması ve satımının engellenmesi. Bir de diğer tarafta sağlık anlamında olan tedbirler var. Uyuşturucu tuzağına düşmüş olan vatandaşlarımızın rehabilitasyonuyla ilgili çalışmalar var. Biz mücadele kurulunun içerisindeyiz. Kamplarımızın bu noktadaki kullanımını ortaya koyuyoruz. Bu kamplarda kurulla beraber uyuşturucuyla mücadele eğitimleri vereceğiz. Daha çok bilinçlendirme yönünde gençlerimize neyin ne olduğunu anlatıp onların uzak durmasını sağlamalıyız. Aynı zamanda rehabilitasyonda da destek veriyoruz, proje desteklerimiz var. 

Mesela ben, uyuşturucuyla mücadele içerisinde bulunmuş ve maalesef erken yaşta uyuşturucu tuzağına yakalanmış ve daha sonra bu alışkanlığı yenmiş gençlerle de bir araya geldim. Bu ömür boyu süren bir mücadele, her anda sizin bu tuzağa geri düşme ihtimaliniz var. Biz sadece üzüntüyle alakalı olduğunu düşünürdük değil mi? Aşırı sevincin de olumsuz etkileyebileceğini öğrendim. Çok erken yaşta çok ağır bir uyuşturucu maddesiyle tanışmış gençlerle buluştuk ve millet olarak beraberce el ele, kol kola, hep beraber mücadele etmemiz gereken bir konu ve ailelerin bu mücadelede alacağı görevi hiç kimse alamaz. Ben bunu en açık yürekliliğimle söylüyorum. Benim de çocuklarım var, ailelerin çocukların üzerinde vereceği destek, eğitim, birlikteliği hiç kimse yapamaz. Biz eğitimi tabii ki vereceğiz, bilinçlendirmeyi yapacağız ama o zehir bir kere vücuda girdiği zaman kurtuluşu çok zor ve bu sürekli devam eden bir şey. Hayatınızı sürekli etkileyen bir şey. Her an bir mücadele içinde oluyorsunuz ve ümidimiz o ki hiçbir evladımız o noktaya gelmesin.

2015 yılı Milli Takımın yeniden yükseleceği ve destekleneceği bir yıl olacak mı? Bununla ilgili görüşüyor musunuz?

Bunu sadece Milli Takım olarak düşündüğümüz zaman sorunun cevabını doğru bulamıyoruz. Milli Takım nelerden oluşuyor? Farklı kulüplerimizden gelen futbolcu kardeşlerimizden oluşan bir takım. Dolayısıyla bunların hepsinin değerlendirilmesi gerekiyor. Kulüplerin sıkıntılarıyla ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. Biz tabii ki her yerde bu çalışmanın içerisindeyiz, görüşüyoruz. İyi de bir diyalog ortamımız var, masanın üzerinde bu çalışmalar. Kulüpler Yasası ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor, bir taslağımız oluştu. O taslaklar bir inceleme noktasında. Kulüplerimizin mali durumu konusunda kulüplerimizin kendi içerisinde yaptığı bir çalışma var. Biz de bu çalışmaların içerisinde katkılarımızı veriyoruz.

Hakem hataları çok fazla konuşuluyor. Bu hakem hataları ile ilgili yeni bir tedbir alınacak mı? 

Onu iyi değerlendirmek lazım. Siz kendiniz diyorsunuz ‘hakem hataları’ diye. Hata olabilir. Şüphesiz ki olmasın tabii. Antalya’da hakemlerimizle bir arada oldum, FIFA Kokartı alan hakemlerimizin törenlerinde de bulunduk. Hep beraber bunu çalışmamız lazım. Tek açıdan çıkıp da hep hakemler dersek sorunu çözemeyiz.

Aziz Yıldırım’la ilgili şike davası yeniden görülmeye başlandı. Siz bu gelinen nokta itibariyle bu olayın Türk sporuna çok ciddi bir darbe vurduğunu düşünüyor musunuz?

Devam eden yargılama süreciyle alakalı bir durum var ve bitmiş olan farklı bir süreç var. Tabii ki zarar vermedi dersek yanılırız, zarar verdi. Bunun zararlarının giderilmesi konusunda hep beraber geleceğe yürümemiz gerekiyor.

Türk futbolunun düşüşe geçmesinde bunun etkisi var mı?

Mutlaka olmuştur.

Paralel yapının yurtlarda el attığı öğrencileri kurtardınız mı? Ne durumdasınız?

Kredi Yurtlar Kurumu olarak 400 bin öğrenci kapasitesine ulaşmış durumdayız. Son bir yıl içerisinde KYK 100 bini aşkın kapasite artırımı yaptı. Bu sene ilk kez başvurularda karşılama oranını yüzde 50’nin üzerine taşımış durumdayız ve bu gerçekten ciddi bir rakam.  Geçmişteki rakamları değerlendirecek olursak sürekli kaliteyi ve desteklerimizi artırarak bu noktaya geliyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve yerel seçimlerde yaşadığımız bir süreç vardı. Paralel yapının yurtlarında Cumhurbaşkanımız aleyhine yaptırılan bir takım faaliyetlerden bahsedildi. Bu davranışlar doğru şeyler değil. Yurtta siz bir barınma sağlıyorsunuz, aynı zamanda öğrencilerinizin öğrenimlerini rahat bir şekilde tamamlamasını sağlamak ve desteklemek için bu hizmet ortaya koyuluyor. Bizim yaptığımız budur ve bunu da yapmaya devam edeceğiz. Bizim yurtlarımızda barınan kardeşlerimize verdiğimiz beslenme yardımımız var, kredi ve burs konusunda çalışmalarımız var. Bu sene kredi ve burstaki miktarı 330 TL’ye yükselttik. Günlük beslenme yardımını da 8 TL’ye çıkardık. Dolayısıyla çalışmalarımız hızlı bir şekilde devam ediyor. Ülkemizin birçok yerindeki yeni yurtlarımız devreye giriyor. Belediyeler de yurt yapma imkanına sahipler. O yurtlar özel yurt statüsünde. Biz tabii ki kiralama, ön protokol ve kendi inşa ettiğimiz yurt yöntemleriyle kaliteyi artırarak devam ediyoruz.

“KYK OLARAK GERÇEKTEN İYİ NOKTAYA GELMİŞ DURUMDAYIZ”

2015 yılı hedefi var mı?

2015’te 400 bin kapasite hedefini yılbaşı itibari ile yakaladık. 365 bini aşkın üniversite öğrencimiz bizim yurtlarımızda barınıyor. Ama önümüzdeki sene şimdiden 65 bin kapasite hazır hale gelecek Ağustos ayı itibariyle. 450 bini aşacağız ve 500 bin rakamı bizim için iyi bir hedef olacak.

Dışarıda kimse kalmayacak mı?

Dışarıda kimse kalmayacak ama çok yüksek bir karşılama oranına gelmiş oluyoruz. Başvurular anlamında baktığınız zaman ciddi anlamda karşılama oranına yükseldiğinizde de bazı özel yurtlar da var ama biz KYK olarak gerçekten iyi noktaya gelmiş durumdayız. Bütün yurtlarımız aynı standartta demiyorum ama standartları yükseltmeye başladık. 

Önümüzdeki sene Rio Olimpiyatları var ve Türkiye altın madalyaları alacak mı?

İnşallah, çalışmalarımız o yönde. Biliyorsunuz iki boksörümüz kotayı aldı. Önümüzde bazı hedefler var tabii. Şu anda sporcu kardeşlerimizin çalışmalarını da takip ederek, gerekli desteği vererek yolumuza devam ediyoruz. Aynı zamanda şu da var, rakiplerimizin kimler olduğunu da takip ediyoruz. Ekipler şu anda çalışıyorlar.

Önceki yılları katlayarak başarı getirir miyiz?

Sayı vermek için şu anda erken. Çünkü bu sene kota müsabakaları var, önümüzdeki sene bazı çalışmalar var. Dolayısıyla bunların çerçevesinde devam ediyoruz. Bazı şeyler ortaya çıkıyor, tahmin edebiliyorsunuz ama Allah muhafaza bir sakatlığı da var. Ama iyi olacağız inşallah.

Dopingle ilgili birçok olayla karşılaştık. Türk sporu dopingden temizlendi mi?

Dünyanın dopingle mücadelesinden sorumlu ajansı WADA’nın Başkanı bu yaz İstanbul’da bir konferansı vardı ve orada şunu söyledi: 
“Türkiye dopingle mücadelesinde doğru yolda. Dopingle mücadele etmek isteyen ülkeler Türkiye’yi kendilerine örnek alsın.” Zannedersem bu sizin sorunuzun cevabı için yeterlidir.

Bundan sonraki zamanlarda bu tip olayların patlamaması için her türlü tedbir alınıyor mu?

Hiç olmayacak diyemem ama çok ciddi bir mücadele ediyoruz ve iyi bir noktaya geldik. Şunu söylüyoruz: “Yapanın yanına kar kalmaz.” Sadece yapanın değil, yapmaya vesile olanın da bu işi Türkiye’ye getirenin de yanına kalmaz. Cezası neyse çeker. Zaten uluslararası anlamda 2015’te devreye giren kurallar çok sert. 4 yıllığa kadar cezası var ve bir sporcunun 4 yıl men cezası alması demek spor hayatının bitmesi demek.

Ülker futboldan sponsorluk desteğini çektiğini açıkladı. Bu ciddi bir kayıp mı? Bu destek başkaları tarafından da çekilirse ne yapacaksınız? Tedbiriniz var mı?

Geçen zamanda da FIFA’nın da üç tane sponsoru çekildiğini açıkladı. Genelde sponsor değişiklikler oluyor ama bu çalışmalar devam edecektir.

Biz bu 2020 hedefini neden 2024’e çektik? Avrupa Futbol Şampiyonasından vazgeçtik sanırım.

Bizim bir şampiyonaya talip olma isteğimiz vardı. Bölük bölük değil, sadece bir tanesini istedik çünkü Türkiye artık bu tip organizasyonları yapabilecek gücünü ortaya koymuş durumda. 

Statlar bomboş… Passolig uygulaması var. Mesela biz Konya’da maça giremedik. 

Beşiktaş bu hafta Ankara’da oynadı ve stat ciddi anlamda doluydu. Konya’daki müsabakalarda da stat ciddi manada doluydu. Farklılıklar olabiliyor ve içeri girebilmek için elektronik biletlerinizin olması gerekir.

Maçlar artık gündüze çevriliyor. Bu konuda ne dersiniz?

Bu kararı veren federasyondur. Daha önce bunun fikir alışverişini yaparken olabilir denildi. Federasyonumuz da ikinci dönemde bunu deneme kararı almış. Ümit ediyorum iyi olur çünkü ben gündüz maçlarının farklı bir havası olacağını düşünüyorum. 

Finansal disiplin konusundaki sorunları aşacağımızı düşünüyor musunuz? Bu konuda bir korkunuz var mı?

Kulüpler Birliği ve federasyon bunun çalışmasını yapıyor. Bunu yapmakta durumundalar. Daha önceden bunlar konuşuldu. Bizim bunları yapmama durumunda, takımlarımız yeterliliği sağlamazlarsa eğer Avrupa Kupalarına katılamayacaktır. Bizim UEFA’nın kriterlerini beklemeden kendi içimizde yapmamız gerekir. Arkadaşlar çalışıyorlar ve biz de çalışmayı gördükten sonra destek oluruz. Her şeyi tek taraflı düşünmememiz gerekiyor. Ben, Gençlik ve Spor Bakanı olarak icra makamındayım ama kulüplerin de kulüp başkanı değilim. Onlar da iyi bir çalışma ortamındalar, farkındalar durumun ve birbirleriyle konuşuyorlar. Biz de onlara verebileceğimiz desteği tabii ki vereceğiz. Ümit ediyorum ki yakın zamanda bu konularla ilgili nasıl bir çözüme varılacağı noktasında bir plan ortaya koyarlar.